Boşanma Sebeplerinden 3.Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

Kategori: Aile Hukuku | 0

Türk Medeni Kanunu’nda Düzenlenen Boşanma Sebepleri ve Genel Manada Uygulanması 3.Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

Makalemizde 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren ve halen uygulanan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen boşanma sebeplerine ilişkin genel bilgilendirmeleri bulacaksınız. Ortalama okuma süresi 7-9 dakikadır. Keyifli okumalar…

İkinci Kitap – Birinci Kısım – İkinci Bölüm: Boşanma – Boşanma Sebepleri

Türk Hukukunda uygulanan evliliğin sona ermesi türlerinden Boşanmanın Sebepleri TMK. md. 161 ve md.166 arasında düzenlenmiştir. Bunlar; Zina(TMK md. 161), Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış(TMK md. 162), Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme(TMK md. 163), Terk(TMK md. 164), Akıl hastalığı(TMK md. 165) ve Evlilik birliğinin sarsılmasıdır(TMK md. 166).

Şimdi bunlara yakından bakalım.

3. Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme(TMK md. 163)

Kanunumuzda boşanma sebebi olarak düzenlenen bir diğer başlık; Eşlerden birinin suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 163. Maddesinde :”Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Kanun koyucu her ne kadar bu sebebe dayalı olarak dava açmak için bir süre öngörmemiş ise de; davacı işlenen suçtan ötürü evliliğin devamına katlanmak zorunda olmadığını ileri sürerek dava açtığı için dava hayatın olağan akışına uygun bir sürede açılmalıdır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise; her ne kadar gerek suç işleme gerek de haysiyetsiz hayat sürme eşe yönelik değil ise de tüm bu durumlar karşı taraf açısından evlilik birliğini çekilmez hale getirmektedir.

Suç işleme nedenine dayalı olarak boşanma davası açabilmek için; eşlerden birinin yüz kızartıcı suç işlemesi gerekmektedir. Yüz kızartıcı suçlar, toplumun şiddetle tepki gösterdiği ve toplumdaki ahlak normlarınca kabul edilemez olarak bilinen suçlardır. Yüz kızartıcı suçlar spesifik olarak belirli olmayıp davadaki somut olaya göre hakimin takdir yetkisine bırakılmıştır.

Haysiyetsiz yaşam sürme nedeniyle boşanma davası, toplumda kabul gören ahlak kurallarına aykırı davranışlarda bulunan ve bu davranışları alışkanlık haline getiren eşe karşı açılabilir. Yine burada önemli olan taraflardan birinin haysiyetsiz hayat sürmesi ile evlilik birliğinin devamının çekilmez hale gelmesidir. Evlilik birliğinden önce de taraflardan biri haysiyetsiz hayat sürmekte ve diğer taraf bunu bilerek yine de evlilik birliğini gerçekleştirmiş ise haysiyetsiz hayat sürmeye dayanarak açılan boşanma davası hakim tarafından reddedilecektir.

3.1 Yargıtay Kararları Işığında Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2011/ 22536 Esas 2012 / 17686 Karar Sayılı İlamında;

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı kocanın boşanma davası münhasıran haysiyetsiz hayat sürme sebebine (TMK. m. 163) dayanmaktadır. Haysiyetsiz hayat sürmenin varlığından söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için; eşin, sosyal hayatta toplumun genel değer yargılarıyla çatışan, olumsuz nitelikte kabul edilen davranışının süreklilik göstermesi ve bu davranışın diğer eş için birlikte yaşamayı ondan beklenemez hale getirmesi gereklidir. Süreklilik göstermeyen bir defalık bir davranış; Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesindeki evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumu için yeterli olabilirse de, haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma kararı için yeterli değildir. Davalı kadının bir başka erkekle cep telefonu ile konuştuğu ve mesajlaştığı toplanan delillerle anlaşılmaktadır. Davalı kadının gerçekleşen bu davranışı, davacı koca bakımından birlikte yaşamayı ondan beklenemez duruma getirmiş ise de; sürekliliği olmadığı anlaşıldığından; haysiyetsiz hayat sürme ile Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesindeki boşanma sebebi sabit kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2010/ 15135 Esas 2011 / 17357 Karar Sayılı İlamında;

Türk Medeni Kanununun 163 üncü maddesinde düzenlenen haysiyetsiz hayat sürme özel boşanma sebeplerindendir. Dava, münhasıran bu sebebe dayandığına ve sebep gerçekleştiğine göre davacının kusuru değerlendirmede dikkate alınmaz. O halde boşanmaya sebep olan olaylarda haysiyetsiz hayat süren davalı kadının tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus nazara alınmadan davacı kocaya kusur izafe edilmesi ve bunun sonucu olarak davalı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1 inci maddesi uyarınca maddi tazminat takdiri doğru olmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte açıklanan sebeple kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarda 1. bentte açıklanan sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile 27.10.2011 tarihinde karar verildi.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2009/ 16080 Esas , 2010 / 17409 Karar Sayılı İlamında;

Dava, davalının küçük düşürücü suç işlemesi sebebiyle boşanmaya ilişkindir. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’ndeki düzenlemeden (md. 131) farklı olarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, küçük düşürücü suç işlemeyi mutlak boşanma sebebi olmaktan çıkarmış, bu sebepten ötürü suç işleyenle birlikte yaşaması davacı eşten beklenmeyecek derecede evliliğin çekilmez hale gelmiş olmasını da aramıştır (md. 163). O halde, küçük düşürücü suç işlenmesi tek başına boşanma kararı verilmesi için yeterli olmayıp, bu sebeple onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemez derecede çekilmez hale gelmiş olması koşulu da gerçekleşmiş olmalıdır. Davalı, bu yönde tanık bildirdiğine göre, davalının 10.07.2009 tarihli dilekçesinde bildirdiği tanıklar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 253. ve devamı maddelerinde gösterilen usul çerçevesinde dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

3.2 Sonuç

Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesinde düzenlenmiş olan özel boşanma sebeplerinden suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürmeye ilişkin genel bilgilendirmelerde bulunduk. Okuyucumuzdan ricamız, her vakanın kendine has özellikleri olduğunu bilerek, daha detaylı bilgilendirmeler için bir avukata danışmasıdır. Okuduğunuz için teşekkürler..

Kale Hukuk Bürosu
Av. Hamide ÖRENGÜL